> *KRoX.!... <
Admin
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 17/07/08
Mesaj Sayısı : 374
Nerden : Adana
İş/Hobiler : BiLGiSaYaR Ve Barış AKARSU
Lakap : KRoX
Kişi sayfası Başarı Puanı: (100/100) Seviye: (100/100) Güçlülük: (100/100)
|
Konu: Kanser Hücreleri Nasıl Oluşuyor? Perş. Ağus. 28, 2008 12:30 pm |
|
|
Kanser hücreleri nasıl oluşuyor
Hücrelerimizin bölünüp çoğalarak yenilenmeleri kadar belirli bir süre sonra ölmeleri de genetik kontrol sistemi ile izleniyor.
Hayatımızı sağlıklı bir şekilde sürdürebilmemiz için, bu hücrelerimizin "doğma, büyüme ve ölme" süreçlerinin aksamadan sürmesi gerekiyor.
KONTROLÜ GENLER YAPIYOR
DNA’larımızda bulunan genlerden bazıları hücre çoğalmasını uyarırken, diğerleri tam tersine hücrenin çoğalmasını dizginlemekle görevlidir. Herhangi bir nedenle (çoğu kez DNA’daki genetik hasar sonucu) hücre üremesinin belirli bir noktadan sonra dizginlenememesi ve "sonsuz, sınırsız bölünebilen bir hücrenin meydana gelmesi" yani "kendine tanınan doğal ömür dolmasına rağmen herhangi bir hücrenin ölmek yerine yaşamını sürdürmeye, bölünerek çoğalmaya devam etmesi" kanser hücresinin oluşması demektir. Bu yönüyle kanser hücresi kontrolsüz çoğalan "anarşist" bir hücredir.
KANSEROJENLER GENLERİ TAHRİP EDİYOR
Genlerin hücre çoğalması üzerindeki kontrolünü bozabilen pek çok faktör var. Bunlar bazen radyasyon, hava kirliliği, bazen güneş, yiyeceklerdeki kimyasallar, sigara, bazen de solunan hava, içilen suyla vücudumuza giren yabancı maddelerdir. Bunlara "kansorejenler" diyoruz. Kansorejenlerin temel hedefleri hücrenin DNA yapısıdır. Kansorejen maddeler ile yapısı bozulan DNA’daki genler hücre ölmesini dizginleyen veya uyaran genler olabiliyor.
DOZ VE MARUZ KALMA SÜRESİ ÇOK ÖNEMLİ
Kanserojen ajanlar DNA’ya bağlanıp onun genetik yapılarını, dolayısıyla da şifrelerini bozuyor. Genlerimizin kanserojenlere öyle kolay kolay teslim olduğunu da sanmayın. Koruyucu enzimler ve onarıcı enzimler var. Bunlar kanserojenler ile meydana gelen hasarın önemli bir kısmını daha işin başında ortadan kaldırıyor. Ama ne var ki kanserojen yoğunlaşır, etkisi tekrarlayıp durursa genetik hasar kritik düzeylere varabiliyor. Hücre bölünürken DNA’ daki hasar nedeniyle hatalı ve farklı atipik-hücreler üretmeye başlıyor.
Bu atipik kanser hücreleri bir kez ortaya çıktı mı iş zor. Bu anormal hücreler genetik kontrolden çıktıkları için durmaksızın çoğalıyor. Bunu yaparken de "Bana yer var mı, kullandığım maddelere vücudun başka hücrelerinin de ihtiyacı olabilir mi" diye asla düşünmüyor. Etraf dokulara saldırıyor, kanla, lenflerle komşuluk yoluyla bütün vücuda yayılıyor. kısacası, bir yengeç gibi vücudu kıskaç altına alıyor.
Sorunun kökeni DNA’dadır Hücrelerinizin eksiksiz hasarsız ve problemsiz bölünüp çoğalabilmeleri için DNA’nın içinde bulunan genlerdeki bilgi parçalarının doğru ve tam olarak kopyalanması gerekiyor. Kopyalama işleminde meydana gelen bir hata yeni farklı vücudun doğal kontrol mekanizmalarını hiçe sayan başına buyruk anarşist yapısı bozuk bir hücre meydana getiriyor.
Kopyalama işleminin bozulması ya bu işlemde kullanılan bazı maddelerin eksikliğinden (örneğin folik asit eksikliği) ya da kanserojen maddenin gende yaptığı ciddi hasardan ve genetik şifredeki bozulmadan kaynaklanıyor. Eğer kopyalama ciddi boyutta bozulursa çoğu zaman bu durumda hücrenin fonksiyonları da bozuluyor ve yeni, bozuk hücre ölüyor. Bu durumda ciddi bir sorun ortaya çıkmıyor. Ama bazen yanlış kopyalanan yeni ve farklı hücre çılgınca bölünmeye başlıyor. İşte bu noktada hücre artık kanser hücresine dönüşmüş demektir.
Sebze ve meyveleri mevsiminde yiyin
Her sebze ve meyvenin doğal olarak yetiştiği bir mevsim var. Bu süreler dışındaki üretim bazen sebzelere hormon ve benzeri kimyasal maddelerin karışmasına yol açıyor. Eğer sebze ve meyvelerle zararlı kimyasalların vücudunuza girmesini istemiyorsanız bu yiyecekleri mevsiminde tüketmeniz gerekiyor.
Hipertansiyon ve sigara: En tehlikeli ikili
Eğer hipertansiyonlu biriyseniz ve aynı zamanda sigara da kullanıyorsanız, sağlık riskinizin daha arttığını bilmeniz gerekiyor. Araştırmalara göre, sigara kullanan hipertansiyonların kalp krizinden ölme riskleri üç kat, inmeden ölme riskleri iki kat artıyor. Ayrıca hipertansiyonlularda özellikle hipertansiyonlu erkeklerde alkol kullanımı da çok riskli.
Alkol, hipertansiyonun ayarlanmasını güçleştiriyor. Hipertansiyon ilaçlarının yan etkileri artıyor. Depresyon krizlerinin çoğu fazla miktarda alkol alındıktan sonra ortaya çıkıyor. |
|