> *KRoX.!... <
Admin
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 17/07/08
Mesaj Sayısı : 374
Nerden : Adana
İş/Hobiler : BiLGiSaYaR Ve Barış AKARSU
Lakap : KRoX
Kişi sayfası Başarı Puanı: (100/100) Seviye: (100/100) Güçlülük: (100/100)
|
Konu: HiP-HoP Tarihi? Salı Tem. 29, 2008 4:10 pm |
|
|
Hip Hop’un öyküsü
Siyahlar ve Sözlü Kültür
Siyahların tarihi sözlü anlatımla belirlenmiş. Meramını melodik sözlerle anlatmanın siyahlarla özdeşleştirilmesinin sosyo politik bir tarihi de var. Bizim filmler sayesinde ucundan tanık olduğumuz gibi, siyahların kilise ayinleri pek bir neşeli, pek bir hareketli ve gürültülüdür. Onlar Tanrı’yla konuşarak, şarkı söyleyerek ibadet ederler. Bu kilise ayinleri ayrımcılık günlerinde siyahların sosyalleşme merkezi görevi görmekteymiş. Bu ayinlerde korkutucu ve susturan Tanrı, onun tarafından koyulan yasaklar ve kasvetli ibadet ayinleri değil, ona duyulan sevgi ve onunla sohbet etmenin, şarkılar yoluyla ona seslenmenin verdiği neşe hissedilir hep. Kilisede vaaz veren rahibin konuşması da sık sık dinleyicilerin ‘Hallelujah’, ‘Yes, Lord!’ ve benzeri nidalarıyla kesilir, ki bu bir saygısızlık değil, bir gereklilik, kendini vaaza tam olarak verme ve vaaza yardımcı olma göstergesidir. Benzer şekilde, Afrika kabilelerinde anlatılan hikayeleri sessizce ve tepki vermeden dinlemek de bir saygısızlık göstergesidir, hikaye sık sık tekrarlamalar ve tasdiklerle bölünür.
Hip-hop’un ilk adımları
Hip-hop’un başlangıcı, 70’li yılların Amerika’sı. O yıllarda Amerika’da siyah öfke gayet büyük. 1968 yılında Martin Luther’ın öldürülüşünden sonra siyah ayaklanmalar kontrol altına alınamıyor. Şimdiye göre daha az tehlikeli Harlem’e hiçbir beyaz ayak basamıyor. Siyahlar kendi yaşam bölgelerini belirlemişler ve o bölge içinde kendi kurallarıyla yaşıyorlar. Siyahların çok fazla sorunu var; ayrımcılık, maruz kaldıkları ikinci sınıf insan muamelesi, ayaklanmalar. Peki siyah gençliğin durumu ne? Siyah gençler bir yandan siyah olmanın getirdiği bu sorunlarla, bir yandan da genç olmanın sorunlarıyla boğuşmak zorunda. Kendini ifade etmek tabii ki en önemli gereklilik. Ve bunun en iyi yolu da kendi arkadaş grubunu kurmak ve beraber bir şeyler yapmak. Örneğin parti vermek. O sıralar disko müzik pek bir moda, disko ateşi her yanı sarmış, John Travolta’nın Saturday Night Fever filmi için siyah gömlekli beyaz takım elbiseli haliyle verdiği “az önce pistte dağıtırken omuzum çıktı ama yine de dansa devam ediyorum” pozu her 3 Amerikalı beyaz gençten birinin duvarını süslemekte. Disko DJ’liği underground bir meslek olmaktan çıkmış, disko müzik her yana dağılmış. 1967 senesinde Jamayika’dan Bronx’a taşınmış olan Clive Campbell isimli bir genç ise reggae müziği New York’lu gençlere sevdirmeye çalışmanın beyhude bir uğraş olduğunu anlamış ve kendi çapında bu parçaların üzerine funk ve latino mixler atmaya başlamış.
Daha sonra DJ Kool Herc, Godfather of HipHop Culture olarak tanınacak olan Clive, 1973’de kız kardeşine doğum günü partisinde müzik işini üstleneceğine dair söz verir ve iki pikap ve iki zayıfça hoparlörden oluşan müzik sistemiyle harikalar yaratır. Partiye gelenler onun DJ’liğinden o kadar etkilenirler ki, kendi partilerinde de gelip müzik yapması için teklifler yağar. Doğum günü partileriyle piyasaya adım atan Herc işi gittikçe büyütür ve Bronx çevresinin en aranan parti DJ’lerinden biri olur.
O zamanlar DJ’lerin partilere katılan kişileri isimleriyle hitap ederek selamlaması adettendir ve Kool Herc de partilerine katılanlarla şarkı sırasında muhabbet eder. Tabii, bu selamlama karşılıksız kalmaz, particiler de DJ’e karşılık verirler. İşte yazının başındaki sözler Kool Herc’in topluluğu havaya sokmak için söyledikleridir. Müzik eşliğinde söyleşme böyle sürer giderken, DJ Herc muhabbeti müzikle uyumlu bir hale getirmeye başlar ve rap müzik işte bu salonlarda başlar. |
|